küçüğüm...ya sen?

küçüktüm,umutlarım vardı,hayallerim,
ekmek arası reçel ekmeğim,
kapı önlerinde büyükler sohbet ederken,tuttuğum dileklerim...

küçüktüm,
dizimde yara bere izleri olmazdı,
izin vermezdi,annem...

küçüktüm,
uzanınca yatağıma yıldızları sayardım,yattığım yerden,
 kasetçalardan gelen tuhaf sesler eşliğinde,
kurşun kalemle geri sarardım uzayıp giden siyah şeridini 60'lık nostaljilerin,

küçüktüm,
okuldan gelene kadar yemek kokuları yayılırdı apartmanın içerisine,
ne piştiğini tahmin ederek basardım zile,
çantam direk portmantoya atılırdı,
annem her zaman ki gibi,
bu kız beni öldürecek!derdi,

küçüktüm,
babam öper,koklar,hayırlı rüyalar gör kuzum derdi,
ben uykuya dalarken,davul fırından beslenme listemdeki peynirli börek kokusu yayılırdı,
misss gibi,

küçüktüm,
kar yağardı kışları,bizim memlekete,şimdi buram buram burnumda tüten,
denizin maviliği siyah-beyaz televizyonumuzda gri idi,

küçüktüm,
üstünde adımın işlendiği bembeyaz mendilim,
ütülenmiş,kolalanmış yakam,
pilileri ütülenmiş önlüğüm,
yandan iki örüm saçlarım....

küçüktüm,
şimdi yaş haayli oldu...
ben öpüp kokluyorum kuzumu,
hasret kalmışım,
dile dökmüşüm küçüklüğümü,nedense?

zaman...
nasıl akıp gidiyor...
dur durak bilmeden...

ama,
ben hep küçüğüm...


şeri...